Kulak Tüpü
Kulak tüpleri genellikle floroplastik veya teflon’dan yapılan, minyatür bir iplik makarasını andıran, ortasında bir deliği olan ve kulak zarına takılan küçük cihazlardır. Orta kulağı havalandırmak için, orta kulakta biriken sıvıların veya iltihapların boşaltılması için veya orta kulağa ilaç verilmesi için kulak zarına takılır. Cehhahi işlem basittir ve kısa sürer.
Küçük çocuklarda özellikle tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları ve/veya müzminleşmiş orta kulak nezlesi (efüzyonlu otitis media) gibi orta kulakta sıvı toplanmasıyla karakterize hastalıklarda kullanılırlar. Bu hastalıklarda işitme azlığı, kulakta ağrı gibi şikayetler olabilir. Kulaklara tüp takıldıktan sonra orta kulakta birikmiş olan sıvılar veya iltihaplar tüpün deliğinden dışarı boşaltılmış olur (Şekil 1).
Kulak tüpleri (havalandırma tüpü veya basınç eşitleme tüpü de denilir) çocuk hastalara genel anestezi altında takılır. Erişkin hastalara ise kulak, ilaçla uyuşturularak (lokal anestezi) yani hasta uyutulmadan takılabilir. Bu tüplerin takılmasından sonra hastanın yakınmalarında hemen ve belirgin bir düzelme hissedilir. İşitme azlığı geriye döner, kulak ağrısı azalır. Çeşitli tüpler vardır. Bu çeşitlilik hem tüpün biçiminden hem de yapılan materyalden kaynaklanmaktadır. Altın kaplama metal, gümüş kaplama metal, titanyum, floroplastik, teflon gibi çeşitli materyallerden yapılmış olabilir. Şekillleri de farklılık göstermektedir. Sık kullanılanları kısa süreli tüplerdir (grommet veya shepard tipte tüpler). Kısa süreden kast edilen 6 ay civarında kulak zarında kalması kastedilmektedir. Kısa süreli tüpler için Dr. Onur Çelik’in tercihi floroplastik ve titanium tüplerdir. Daha uzun süre kalmak üzere tasarlanmış tüpler de vardır (T tüp, Paparella tüpü gibi). Bunlardan Paparella tüpü Dr. Çelik tarafından tercih edilmektedir.
Şekil 1. Kulak zarına takılmış havalandırma tüpü.
Tüp takılmasına karar verilirse, ameliyatı yapacak olan doktor tarafından hastaya veya ebeveynlerine risklerin anlatıldığı bir onam formu verilecektir. Bu onam formunun okunup iyice anlaşılması ve imzalanması gerekir. İmza, hastanın veya ebeveynlerinin ameliyatı ve ameliyatın risklerini anladığını, riskleri kabul ettiğini ve doktora ameliyatı yapma iznini verdiğini ifade eder. Tüm cerrahilerde olduğu gibi tüp takılması işleminde de verilen anestezik maddelere karşı alerji gelişebilir ve anestezi ile ilgili diğer problemler oluşabilir. Bazen kulağa tüp takılmasına rağmen tekrarlayan enfeksiyonlar önlenememiş olabilir. Ameliyat sonrasında kulak zarında bazı küçük değişiklikler oluşabilir veya kulak zarında tüp takmak için açılmış olan delik kapanmayabilir.
Tüplerin aylarca hatta tercihen bir yıl civarında kulakta iş görür biçimde kalması tercih edilir. Ancak bazen tüpler istenilenden daha erken kulak zarından atılabilir. İster zamanında atılmış olsun, ister daha erken ya da daha geç atılmış olsun, tüp kulaktan atıldıktan sonra tüpün takılmasına neden olan hastalık geçmemişse ve devam ediyorsa tüpün tekrar takılması gerekebilir.
Kulağa takılmış olan tüpü dışarıdan herhangi bir göz göremez. Ancak muayene sırasında doktor görebilir. Günümüzde endoskoplarla muayene yaygınlaşmıştır. Ucuna kamera takılmış bir endoskopla muayene yapıldığında hasta ve yakınları da monitörden tüpü görebilirler.
Sudan korunma önerilmektedir. Aslında koruma yapan hastalarla yapmayanlar arasında enfeksiyon riski bakımından fark yoktur, ancak önlem önlemdir zararı olmaz şeklinde düşünülerek yine de koruma önerilmektedir. Bu nedenle su kaçırmamaya dikkat ederek banyo yapmak ve denize girmek daha iyidir. Koruma için silikon kulak tıkaçları, vazelinle hafifçe yağlanmış pamuk tıkaç kulak deliklerine takılabilir. Havuzda oynayan çocuklar için etraftan sıçrayacak suya karşı bone kullanılması iyi olur. Kulağına tüp takılan çocuğa hastalıklı gibi davranıp yüzmeyi, havuzda oynamayı yasaklamak yanlıştır.
Kulağa tüp takılan hastaların aralıklarla kulak, burun, boğaz doktoruna muayene olmasında yarar ve gereklilik vardır. Kontrolü aile hekiminin veya çocuk doktorunun yapması uygun olmaz; doğrusu kulak, burun, boğaz doktorudur. Hangi aralıklarla muayene gerektiği konusunda kesin bir fikirbirliği yoktur. Her doktor kendi deneyimlerine göre hastasına bu aralığı söyleyecektir. Herhangi bir uyarıda bulunulmamışsa 1,5-2 aylık aralıklar tercih edilmelidir. Tüpler ortasında delik olan basit protezlerdir. Ortasındaki delik sayesinde iş görürler. Bu delik herhangi bir nedenle tıkanırsa iş göremez demektir. Bu durumu hastanın hissetmesi mümkün değildir. Tüp atılmışsa hasta bunu da fark edemez. Enfeksiyon olursa genellikle kulak akıntısı ile kendisini gösterir. Bazen akıntı azdır ve dışarı kadar akmaz. Bu durumda hasta enfeksiyonu fark edemeyebilir (kulakta tüp varsa enfeksiyonda kulak ağrısı genellikle yoktur). İşte tüm bu sayılan nedenlerle kontrol gereklidir. Yakınma olduğunda konrol tarihlerine bakılmaksızın hemen doktora başvurulmalıdır.
Genel olarak değerlendirilecek olursa kulak tüpü takılması oldukça basit ve güvenli bir tedavi yöntemidir.