Kafa Travması ve Kulak
Ciddi bir kafa travmasının bazen yaşamı tehdit edebilecek derecede etkili sonuçlarının olabileceğini tahmin etmek zor değildir. Kulak ve işitmenin kulaktan daha merkezde yerleşmiş merkezleri çok duyarlı ve ince yapılardır. Bu tür kafa travmalarından etkilenme riski görece yüksektir (Şekil 1).
Kafa bölgesine gelen travmaların kulağı etkilemeleri çok çeşitli biçimlerde mümkün olabilmektedir. Örneğin kulak kepçesinde kesilme, sıyrılma, ezilme, kopma, yanma gibi durumlar oluşabilir. Bu gibi durumlarda hem doku bütünlüğü bozulmuş olur, hem kanamalar olur hem de enfeksiyon riski ortaya çıkar. Bazen bu enfeksiyonlar daha içerideki kulak yapılarına yayılabilir.
Dışarıdan gelen travmalar yeterince uygun açıdan gelirse ya da yeterince şiddetli olursa kulak zarında yırtılmalara, kulak içinde kanamalara neden olabilir. Orta kulakta işitmemizi sağlayan çekiç, örs ve üzengi isimlerinde üç kemikçiğin birbiriyle eklemlenmelerinden oluşan kemikçik zincirinde bozulmalara neden olabilir. Orta kulak boşluğuna kanamaya ve buranın kanla, pıhtıyla dolmasına neden olabilir. Bu gibi durumlarda kulakta çınlama, işitme kaybı, dolgunluk hissi, ağrı gibi yakınmalar olabilecektir. Bu yakınmaların bir kısmı uygun bir tedaviyle kısa sürede geçer, belirti ve bulgular azaltılabilir ya da giderilebilir. Bazen çınlama en uygun tedavilere rağmen aylarca hatta yıllarca sürebilir. Zaman burada en kritik etkenlerden birisidir. Travmadan sonra en kısa zamanda doktora ulaşmakta yarar vardır.
Şekil 1. Kafa travması sonrası kulağı içinde barındıran şakak kemiğinin kırığında kulak etrafında morluk oluşabilir. Bu travmanın ciddi etkisine işaret eden bir belirtidir.
Doktora ulaşıncaya kadar yapılabilecek ilk yardım girişimleri olarak bazı noktaların bilinmesi yararlı olabilir. İlk işlem ilk yardımı yaparken bir taraftan da profesyonellerden yardım istemek ve bu yardımın gelmesine kadar geçen sürede elden gelenlerin yapılmasıdır. Hastanın ya da yanındakilerin yapacakları profesyonel sağlık görevlilerinin yapacaklarının yerini tutamaz.
Travmaya maruz kalanın bilinci tam kapalı değilse hastayı konuşturmaya çalışmak önemlidir. Bilinç yerinde değilse solunum yolunun açık tutulması en kritik önlemdir. İnsanın soluksuz yaşamını sürdürebilmesi sadece birkaç dakika mümkün olabilir. Hastayı düz bir zemine dikkatlice yatırınız. Hava yoluna kaçmış yabancı cisimler varsa hemen ve dikkatlice çıkarınız, özellikle boynuna ve beline dikkat ederek dikkatlice yan yatırınız ki dil soluk borusunu tıkamasın. Kanama varsa bunun durdurulması daima solunumun garantiye alınmasından sonraki iştir. Kanamayı durdurmak için yapılacak en basit ve etkili işlem kanayan yerin üzerine baskı uygulamaktır. Bu baskı uygulanırken yara yerinin derinindeki kırıklara dikkat etmek çok önemlidir. Baskı nedeniyle kırık kemiklerin parçaları yerinden oynayabilir, sinirleri, damarları kesebilir ve bazen telafisi mümkün olmayan zararlar verebilir. Bu nedenle ilk yardım uygulayan kişilerin son derece nazik ve dikkatli olmaları çok önemlidir.
Kulaktan veya burundan su gibi berrak bir sıvının akması beyin omurilik sıvısının kaçağına işaret eden önemli bir belirtidir. Hastanın kafa tabanında önemli bir ya da birkaç kırık olduğunu ve durumunun ciddi olduğunu düşündürür. En kısa zamanda profesyonellere devredilmesi gereken bir yaralı ile karşı karşıyasınızdır.
Kafaya gelen şiddetli bir travmada kulağı korumanın özel bir yöntemi yoktur. Genel önlemler etkili olabilir. Kafa travmasına yol açabilen sporlardan kaçınmak, illa yapılacaksa kask ve eldiven takmak gibi önlemlere uymak yararlı olabilir. Motosiklet kullananların kask kullanmaları, her türlü motorlu taşıt sürenlerin aşırı hız yapmaktan kaçınmaları, emniyet kemeri kullanmaları, alkollü iken ya da refleksleri yavaşlatabilen bazı ilaçları kullanıyorken bu tür aktivitelerin tümünden uzak durulması önerilir. Daha ayrıntılı bilgi için bu sitedeki (www.onurcelik.com) ‘’Kulak Travması’’ başlıklı yazı okunabilir.