Denge Bozuklukları
Dengesizlik ya da baş dönmesi bir hastalık değil bir yakınmadır, bir belirtidir. Bu yakınmayı dile getiren her hasta farklı duyguları anlatmaya çalışıyor olabilir: etraftaki cisimlerin dönmesi, kişinin kendisinin dönmesi, sanki sünger bir zeminde ayakta duruyor gibi bir duygu, denizdeki bir sandalda ayakta duruyormuş gibi bir duygu, yürürken düz bir hatta yürüyememe ve bir tarafa doğru çekme hissi, bir tarafa düşecekmiş gibi bir his, bayılacakmış gibi bir his, gözlerde kararma hissi, bayılma vb. Bunların her biri aslında farklı hastalıkları düşündürebilecek dengesizlik duygularıdır. Kişinin kendisinin ya da çevresinin dönmesi duygusu en çok rahatsızlık verenidir; tıpta vertigo diye söylenen de aslında budur.
Dengesizlikle ilgili bu tür yakınmaların şiddeti hastadan hastaya, aynı hastada farklı zamanlarda, hastalığın eskilik süresine göre, altta yatan hastalığın tabiatına göre, hastanın yaşına göre, tedavi görüp görmediğine göre farklılıklar gösterebilir. İşitme kaybı ya da kulak çınlaması yakınmaları ile birlikte gösterebilir ya da kendi başına olabilir. Vertigo şeklindeki bir yakınmaya genellikle bulantı, kusma, solukluk ve soğuk terleme gibi yakınmalar eşlik eder.
Denge bozukluklarında hastalık; kulak, boyun, kaslar, eklemler, gözler, beyincik ve beyin gibi yapılardan birinde ya da birkaçında olabilir. Bu yapılar dengenin sağlanması ile ilgilidir.
Kulaktan kaynaklanan denge bozuklukları genellikle vertigo şeklindedir ve buna genellikle bulantı, kusma, solukluk ve soğuk terleme eşlik eder. Bazen vertigodan sonra kafada sersemlik hissi, dolgunluk hissi olabilir. Genellikle altta yatan hastalığa göre değişik sürelerde ataklar halinde görülür. Daima baş hareketleri ile ya da ani pozisyon değişiklikleri ile artış gösterir. Bilinç daima yerindedir. Kulağın denge ile ilgili yapıları Şekil 1’de gösterilmiştir.
Şekil 1. İç kulakta dengenin sağlanması ile ilgili duyu hücreleri yarımdaire kanallarında ve utrikül ve sakkül denilen minik keseciklerin içinde yerleşmiştir. Her kulakta üçer tane yarımdaire kanalı ve birer tane utrikül ve sakkül bulunur.
Denge bozukluklarında hastada bir tanı konulması ve ancak bundan sonra tedavi yapılacağı bilinmelidir. ¨Benim hastalığım belli, vertigo varmış¨ şeklindeki bir ifade ya da düşünce doğru değildir; vertigo bir hastalık değil bir yakınmadır, bir belirtidir. Tanı konulabilmesi için doktor tarafından hastanın yakınmalarının iyice sorgulanması, tam bir kulak, burun ve boğaz muayenesinin yapılması ve gerekirse bazı test ve tetkiklerin (kan tetkikleri, denge testleri, işitme testleri, filmler, bağışıklık sistemi tetkikleri, alerji testleri vb) uygulanması gerekir. Bu işlemler zaman alır. Denge testleri ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için bu sitede bulunan (www.onurcelik.com) ¨Baş Dönmesi¨ başlıklı yazıyı ve ¨Elektrofizyolojik Testler¨ başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz.
Dengesizlikle ilgili yakınmalar genellikle hayatı doğrudan tehdit eden hastalıklardan kaynaklanmaz. Bununla beraber, bazen yaşamsal öneme sahip hastalıklar kendisini baş dönmesi veya dengesizlik ile gösterebilir.
Tedavide çeşitlilik söz konusudur. Denge bozukluğuna neden olan hastalık saptanabilmişse o hastalığa uygun ilaç, manevra, egzersizler ya da bunların etkisiz kaldığı durumlarda cerrahi tedaviler uygulanabilir. Bazen bu tedaviler yeterli olmamaktadır ya da denge bozukluğuna neden olan hastalığın tanısı konulamamaktadır. Bu durumlarda rehabilitasyon yöntemleri ile hastalara yardımcı olunmaya çalışılır.