Burun Tıkanıklığı
Burun tıkanıklığı, burundan nefes almada zorluk çekme çok sık görülen bir yakınmadır (Şekil 1). Bazıları için bu yakınma çok da önemli olmaz ama bazıları için yaşam kalitesini belirgin biçimde bozan bir yakınmadır.
Şekil 1. Burun tıkanıklığına neden olan hastalıklardan sık görülen dört tanesine örnekler. Sağ üstte yabancı cisim (çocuğun sol burun deliğinde cam bilye görülüyor), sağ üstte sağ burun girişinde deliği tam kapatan tümöral kitle, sol altta sol burun deliğini tam dolduran polip ve sağ altta septum deviasyonu (burun orta bölmesinde eğrilik).
Burun tıkanıklarının nedenleri başlıca dört bölümde toplanır. Bazen birden fazla neden bir arada bulunabilmektedir.
Yapısal Nedenler
Bu sınıf içinde burnun ve ince bir kıkırdak ve kemikten oluşan ve burnu iki ayrı bölüme ayıran burun septumunun bozuklukları incelenir. Bu bozukluklar genellikle insanın hayatında geçirdiği herhangi bir kaza sonucu oluşmaktadır. Kaza çocukluk çağında olmuş olabileceği gibi unutulmuş bile olabilir. Yeni doğan bebeklerin yüzde yedisinde doğum esnasında burun zedelenmesi olabilmektedir. Burun travması hemen her insanın hayatında ufak ya da büyük bir şekilde olmuştur. Bu nedenlerden dolayı burun deformiteleri ve septum deviasyonları çok sık görülen nedenlerdir. Eğer bunlar soluk almayı güçleştirirse cerrahi olarak düzeltilebilir.
Çocuklarda en sık rastlanan burun tıkanıklığı nedeni geniz etinin büyümesidir. Geniz eti bademciğe benzeyen ve damağın gerisinde, burnun arkasında yer alan bir dokudur. Bu doku her insanda vardır. Sorun bu yapıda büyüme olması ya da enfeksiyonun olmasıdır. Bu problemi olan çocuklar geceleri sesli nefes alırlar, hatta horlarlar. Bunun yanı sıra çocuklar sürekli olarak ağızlarından nefes alırlar. Bu durum çocuklarda bazen diş ve çene yapısı bozukluklarına neden olabilir. Bu hastalara geniz etini almaya yönelik cerrahi girişimler önerilebilir.
Burun tıkanıklığının yapısal nedenleri arasında burun tümörleri ve yabancı cisimler de vardır. Çocuklar küçük parçacıkları burunlarına sokma eğilimindedir. Bunlar düğme, oyuncak parçaları, bezelye ve nohut olabilir. Tek taraflı burun tıkanıklığı ve ağız ve burunda kötü koku ve burun deliklerinden birinden bulanık renkte, yoğun ve kokulu akıntı gördüğünüzde dikkatli olun. Çünkü bu yabancı cisim tarafından tıkalı bir burnun uyarısı olabilir. Bu durumda muhakkak bir kulak burun boğaz doktoruna başvurulmalıdır.
Enfeksiyon
Normal bir insan yılda ortalama bir iki kez soğuk algınlığı geçirebilir. Bu çocuklarda çok sık, gençlerde daha az, bağışıklık sistemi gelişmiş yaşlı kişilerde ise biraz daha fazladır. Soğuk algınlığı virüsler tarafından oluşturulan bir hastalıktır. Bazı virüsler hava yoluyla geçerken çoğunlukla el burun yoluyla bulaşır. Virüs bir kere buruna yerleşince vücutta bulunan histamin adında bir kimyasal maddenin salgılanmasına neden olur. Bu madde sonucunda buruna giden kan miktarında belirgin bir artış gözlenir. Sonuç olarak burun içindeki mukoza denilen örtücü tabaka şişer. Diğer taraftan burun mukozasından sıvı salgılanması da artar. Antihistaminler ve dekonjestanlar bu yakınmaların azaltılması için kullanılabilen ilaçlardır. Fakat soğuk algınlığı ilaç kullanmadan da zaman içinde kendi kendine geçer.
Virüs enfeksiyonları sırasında burnun ve sinüslerin bakteri enfeksiyonlarına olan direnci azalır. Bu da soğuk algınlığı sırasında neden sıklıkla burun ve sinüs enfeksiyonu görüldüğünü açıklar. Burun akıntısı berrak görünümünden sarı veya yeşile dönerse bu bakteriyel enfeksiyonu gösterir ve doktora başvurulmalıdır.
Akut sinüs enfeksiyonlarında burunda tıkanıklık, koyu bir akıntı, hangi sinüsün etkilendiğine bağlı olarak yanaklarda ve üst dişlerde, gözler arasında ve gerisinde veya üzerinde ağrı ve hassasiyet bulunur.
Kronik sinüs enfeksiyonları ağrı yapabilir. Fakat burun tıkanıklığı ve burun akıntısı sürekli vardır. Bazı hastalarda sinüslerden polip denilen yapılar gelişir. Hastalık aşağı hava yollarına da yayılarak kronik öksürük, bronşit ve astıma neden olabilir. Akut sinüzit genellikle antibiyotik tedavisine cevap verir, kronik sinüzit için ise genellikle cerrahi tedavi önerilir.
Alerji
Saman nezlesi alerjik rinite verilen isimdir. Alerji yabancı bir cisim, polen, ev tozu akarı, hayvan atıkları veya ev tozundaki bazı parçacıklara karşı oluşan aşırı enflamasyon yanıtıdır. Bazen besinler de alerjik rinitte rol oynamaktadır. Polenler ilkbaharda veya sonbaharda sorun yaratırlar. Bunun yanında ev tozu genellikle bütün yıl boyunca rahatsız edebilir. Alerjinin ideal tedavisi yakınmalara neden olan şeylerden uzak durmaktır. Ancak çoğu zaman bu mümkün değildir. Alerjik hastalarda, soğuk algınlığında olduğu gibi, vücutta histamin salgılanmasına neden olan parçacıklar sonucunda burun tıkanıklığı ve akıntısı oluşur. Antihistamin ilaçlar histaminin etkisini önleyerek yakınmaları ortadan kaldırabilir. Dekonjestanlar genişlemiş kan damarlarını büzerek burnun açılmasını sağlarlar. Antihistaminiklerin büyük çoğunluğu uykuya eğilimi artırırken, dekonjestanlar tam bunun aksi olarak uyarıcı etki gösterir.
Uyarı
Antihistamin kullanırken uykuya eğilimli olanların otomobil kullanmaları veya tehlikeli işlerde çalışmaları sakıncalı olabilir. Yeni kuşak antihistaminlerde bu risk en aza indirilmiştir. Dekonjestanlar kalp hızını ve kan basıncını artırdıkları için yüksek tansiyonu, kalp ritim bozukluğu, glokomu ve idrara çıkmada zorluğu olan hastalarda kullanılmamalıdır. Hamileler alacakları herhangi bir ilaç için mutlaka doktorlarına başvurmalıdırlar.
Kortikosteroidler (kortizon) birçok alerjik hastada belirgin bir şekilde etkindir ancak bilinen yan etkilerinden dolayı uzman doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bunun yanında bu ilaçlar burun spreyi olarak kullanıldıklarında da etkilidirler ve bu kullanım şekli daha güvenlidir.
Aşı tedavisi oldukça duyarlı bir tedavi yöntemidir ve yüksek düzeyde başarıya sahiptir. Bazen hastanın hangi maddelere karşı alerjik oluşunu anlamak için kan ve deri testleri yapılır. Doktor tedavinin başlangıç şemasını belirleyecektir. Bunlar eskiden daha çok enjeksiyonlar şeklinde oluyordu ancak son yıllarda dil altından verilen tedaviler popüler olmuştur.
Bu tedavi insandaki antikorları bloke ederek alerjik reaksiyonun önlenmesi yoluyla etki gösterir.
Alerjisi olan hastaların sinüs enfeksiyonu olma eğilimleri daha da artmıştır.
Vazomotor Rinit
Rinit burunun ve burun zarlarının enflamasyonu demektir. Vazomotor kan damarları ile ilgili demektir. Burun mukozası çok miktarda genişleme ve daralma yeteneğine sahip atar damar, toplardamar ve kılcal damarlara sahiptir. Normalde bu damarların yarısı açık, yarısı kapalıdır. Fakat kişi ağır egzersiz yapıyorsa uyarıcı etkili hormonların (adrenalin) salgılanması artar. Adrenalin damarların büzülmesine neden olur. Bunun sonucunda mukoza büzülür, hava yolu açılır ve kişi daha rahat nefes alır.
Bunun tam tersi alerjik atakta veya kişi soğuğa maruz kalınca gelişir. Kan damarları genişler ve burun tıkanır. Alerji ve enfeksiyonlara ek olarak bazı başka nedenler de burun damarlarının genişlemesine sebep olarak vazomotor rinite yol açar. Bunlar arasında stres, tiroid foksiyonlarında yetersizlik, hamilelik, bazı tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları ve dekonjestan ilaçların aşırı veya uzun kullanılması sayılabilir.
Bütün bu nedenlerin başlangıcında burun tıkanıklığı geçici ve geri dönebilir niteliktedir. Yani neden ortadan kaldırılırsa hastalık düzelecektir. Bunun yanında eğer yeterince uzun sürerse bu sefer de kan damarları elastikiyetini kaybedecek ve olay geri dönülmez bir duruma dönüşecektir.