Kulak Travması
Kulak travması kulağa fiziksel bir darbe gelmesinin bir diğer adıdır. Herhangi bir hastalık veya enfeksiyon sonrasında gelişen bir durum değildir. Büyük ve küçük travmalar kulak kepçesine ve/veya dış kulak kanalına zarar verebildiği gibi orta ve iç kulaktaki yapılara da zarar verebilir (Şekil 1). İşitme kayıpları ve başdönmeleri gibi oldukça kötü sonuçlara yol açabilir. Bu konuda sitedeki (www.onurcelik.com) ‘’Kafa Travması ve Kulak’’ başlıklı yazı da okunabilir.
En sık kulak yaralanması, kulak çöpü denilen pamuklu çubuklar ile kişinin kendi dış kulak kanalını yaralamasıdır. Kulak çubuğu kolaylıkla dış kulak kanalını zedeleyebilir ve kulak zarını delebilir ve kulak kemikçiklerindeki bağlantıları koparabilir. Bu gibi durumların sonunda ağrı, kanama, işitme kaybı, çınlama hatta bazen başdönmesi görülebilir.
Şekil 1. Kulak kepçesi yaralanması.
İşte veya arabada kaza sonrasında ya da bir köpeğin saldırısından sonra kulak yaralanabilir. Kulak kepçesinin bir bölümünün olmaması, işitme üzerine küçük bir etki gösterir. Ancak günümüzde yapay kulak kepçeleri sayesinde bu gibi sorunların üstesinden gelinebilir. Normal deri görünümüne sahip protezler ile oldukça iyi kozmetik sonuçlar elde edilmektedir.
Kazalar sonrasında sadece kulak kepçesinde problem gözlenmeyebilir. Kulak kemikçikleri, kulağın yer aldığı kafatası kemiği gibi yapılar kırılıp zarar görebilir. Bunların sonrasında iletim tipinde ve/veya sinirsel tipte işitme azlığı görülebilir. Günümüzde bilgisayarlı tomografi denilen filmler ile herhangi bir kırık kolaylıkla tespit edilebilir. Bu konuda sitede bulunan “İşitme Kaybı” ve “Kafa Travması ve Kulak” başlıklı yazılar okunabilir.
Yüksek şiddette sesten sonra kulakta oluşan değişimlere akustik travma ya da ses travması denir. Birkaç saniye kadar bile sürse çok yüksek şiddette sese maruz kalındığında kulak zarı yırtılabilir, kemikçikler yerinden çıkabilir, orta kulak içine kanamalar olabilir ve iç kulakta problemler oluşabilir. Tam bir işitme azlığı yani tam sağırlık bile bu gibi travmalardan sonra oluşabilir. Bu türlü hasarların olması için çok yüksek sese maruz kalma gerekmektedir; örneğin yakında bir bomba patlaması, çok yüksek ses ayarına getirilmiş olan bir hoparlörün aniden açılması, bir aletin patlaması gibi durumlar. Anlaşıldığı üzere bu gibi durumlarla seyrek olarak karşılaşılmaktadır.
Daha farklı yüksek seslere günlük yaşamda daha sık maruz kalınmaktadır. Eğlence yerinde veya kulaklık gibi cihazlarla yüksek seste müzik dinlerken, çok gürültülü sanayi kuruluşlarının sesin yüksek olduğu yerlerine girildiğinde, silah atışlarında iç kulak travmaya uğrayarak ciddi boyutta zarar görebilir. İşitme kaybı, dengesizlik, kulak çınlaması, hatta daha uzun dönemde konuşulanların bir kısmını duyabilse bile iyi anlayamama gibi kulak problemleri ortaya çıkabilir.
Yüksek şiddette ses ile salyangoz (koklea) denilen iç kulağın işitme ile ilgili bölümündeki tüylü duyu hücrelerini aşırı derecede uyarır. Bu da serbest radikal denilen oldukça zararlı ve hücrelerin ölmesine neden olan maddelerin ortamda artmasına neden olur. Eğer uzun süre yüksek sese maruziyet varsa, bu geri dönüşü olmayan işitme kayıplarına yol açabilir.
Gürültülü işyerlerinde çalışanlar için işyerleri, yapılmış ilgili yasal düzenlemeler doğrultusunda kulağı koruma amaçlı bazı önlemler almaktadırlar. Belli aralıklarla işyerinde gürültü ölçümleri ve çalışanlar için kulak kontrolleri yaptırmaktadırlar. Bununla birlikte, günlük yaşamda bireysel olarak yüksek sese maruz kalma durumları olabilmektedir. Bu durumlarda kişinin kendisinin çözüm araması gerekmektedir. Eğer ani yüksek sese maruziyet varsa ve işitme kaybı gelişmişse mutlaka zaman geçirmeden doktora başvurulmalıdır. Böyle bir durumda çabuk davranmak çok önemlidir; çünkü tıbbi olarak yapılabileceklerin büyük bir kısmı erken başlanan tedavilerle sağlanabilmektedir. Bu web sitesinde (www.onurcelik.com) bulunan ‘’Gürültünün İşitme Üzerine Etkileri’’ başlıklı yazıda bu konuda ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Kulakları korumak için devletler bazı önlemler almışlardır. Kişilerin de kendilerinin ek önlemler alması gereklidir. Özellikle kulaklıkla müzik dinlemek yaygın bir eğlencedir. Gençler yüksek sesle müzik dinlemekten hoşlanırlar. Bu durum istenmeyen durumlara neden olmasın diye, müzik aygıtlarına ses şiddeti sınırı konulmuştur. En yüksek ses seviyesinde bile ani maruz kalma sonucunda kulağa geri dönüşsüz bir zarar gelmesi böylece engellenmiştir. Ancak bu, ani açılan cihazların kulak zarını yırtması, kemikçikleri yerinden çıkarması, kulağı kanatması gibi durumlara karşı alınmış bir önlemdir. Uzun süreli dinlemelerde aletlerde var olan ses ayarlarının üst sınırlarında kulak yine zarar görebilir. Bu yüzden bilinen ve kaliteli markalardan alınacak olan müzik aygıtları ve telefonları tercih etmek ve ses ayarını doğru ve zararsız düzeylerde ayarlamak kulak sağlığını korumak için önemlidir.
Kulak travmasına bağlı olarak kulak zarında yırtılma, orta kulaktaki kemikçiklerde çıkık, baş dönmesi gibi hasarlar ortaya çıkmışsa erken başvurularda bazı ilaç ve cerrahi tedavi yöntemleri ile tedaviler yapılabilmektedir. Deneyimli bir kulak doktoru bu konuda gereken bilgileri verir ve tedaviyi yapar.